Murakami Ryō’nun kısa romanı “55 Yaşında Hayāta Merhaba”yı okudum.
Kitabın Japonca adı olan “55歳からのハローライフ / 55 Sai kara no Hello Life” yazarın ünlü başka bir kitabına gönderme yapmakta:
“13 Yaşında Çalışmaya Merhaba / 13歳からのハローワーク / 13 Sai kara no Hello Work”
Önceki bu ünlü kitabında Murakami Ryō gençler için 593 mesleği tanıtmış, her meslek için rehber kılavuz niteliğinde bilgiler ve kendi görüşlerini de paylaşmış. Henüz okumadığım bu kitap 1 milyon 300 bin adet satılmış, okullarda öğrencilere tavsiye edilmiş. Burada geçen Japon İngilizesi (yāni Japonların uydurduğu İngilizcemsi) Hello Work sözü, iş ve işçi bulma kurumunun gayrıresmî adı. Benim okuduğum kitabın adında geçen Hello Life böylece hem yeni yaşama merhaba anlamında, hem de yaşam kılavuzu göndermesi var.
”55 Yaşında Hayāta Merhaba” kitabı 2011 yılından 2012 yılana kadar yerel gazete Shizuoka Shimbun’da tefrika olarak yayımlanmış, sonra derlenip kitap olarak basılmış. Birbirinden farklı hayat hikâyelerini anlatan beş bağımsız bölümden oluşuyor. Ortak yönü, hem ekonomik olarak ve hem yaşam deneyimi olarak farklı farklı kişilerin yüz yüze geldiği emeklilik sonrası yaşam. Japonya’da ”Hayat 100 yıl!” sloganı var. Artık herkes yüz yıl yaşayacakmış gibi yaşamını kurgulasın, ona göre hazırlık yapsın isteniyor. Bunun yarısının bittiği ellili yaşlar yeni bir şeye başlamak için cesāret isteyen dönemler. Ancak bu kitaptaki her hikâyede bu başlangıç için bir yol arayan ve kendi çaplarında mākul bir seçenekte karar kılan insanların neticede pozitif deneyimlerini okuyoruz. 2014 yılında Japonya devlet televizyonu NHK’de dizi olarak da uyarlanan bu eser Japon toplumunun pek öne çıkarılmayan bir kesitinden insanların yaşamını inanılmaz güzel ayrıntılarla veriyor. Her öyküdeki ana karakterin ayrı bir içeceğe tutkun olması da öyküleri birbirine bağlayan bir başka hoş ayrıntı. Japon edebiyātından çeviri yayımlamak için kitap arayan yayınevlerine tavsiye etmek isterim. Kitaptaki beş öyküye de kısaca değineyim.
Evlilik Danışmanlık Merkezi
Ellili yaşlarda Earl Grey çay tutkunu yalnız bir kadın, Nakadomeşi Zuko eş bulmak için aracılık yapan bir şirkete başvurmaya karar verir. Görüşmeye gittiğinde bir anket doldurmasını isterler. Kendisini iyi gösterip potansiyel alıcılar için çekici olması gerekmektedir. Böyle şeylere alışık olmadığı için çok rahatsız olur ama yine de denemeye karar verir. Kısa bir süre sonra kendisiyle ilgilenen bir erkekle ilk buluşmasına gider. Buluşma acı bir tecrübe olur ama onu bekleyen daha ilginç başka bir ilişkiye de yol açar böylece.
2. Bir Kez Daha Göklerde Uçma Hayāli
Kahramānımız İndou Şigeo inşaatlarda ve yol tāmir işlerinde bekçi olarak çalışarak ışıklı copları sallayan, İtalyan Paradiso marka māden suyuna düşkün ellili yaşlarda bir adam. Āilesi var, daha önce daha düzgün bir yaşamı varken, işini kaybetmiş, şimdi böyle günübirlik işlerle en alt düzey işçi sınıfından biri olarak geçinmeye çalışmakta. Yaşlanan bedeni bu ağır işi daha ne kadar kaldırır bilemediğinden, sokakta evsiz kalma gibi olabilecek en kötü senaryolara kendisini hazırlamakta bir yandan da. Dışarıda yol inşaatında çalıştığı bir gün, takım elbiseli bir adamın kendisini izlediğini fark eder. Sonraki gün tekrar gelen bu adam onun yıllardır görüşemediği zengin ilkokul arkadaşıdır. Şigeo pek sağlıksız görünen ve nedense ağır kolonya kokan bu arkadaşıyla görüşmekten pek haz almaz ve onu bir daha aramaz. Bir müddet sonra bu arkadaşının ev sahibi Şigeo’yu arar ve arkadaşının zor durumda olduğunu, yardım istediğini söyler. Şigeo gönülsüzce söylenen yere gittiğinde arkadaşının içinde bulunduğu inanılmaz sefil durumu görür. Kendisi de kimseye yardım edecek durumda değildir ama ne yapabilir?
3.Karavan
Kahve meraklısı Tomihiro Taro uzun yıllar başarıyla çalıştığı mobilya üreticisi şirketten emekli olur. En büyük hayâli büyük bir karavan araba alıp ailesiyle birlikte Japonya’nın türlü bölgelerine geziye çıkmaktır. Oto galeride düşündüğüne uygun bir karavan bulup almaya karar veren Taro, büyük hevesle planlarını karısına anlatır. Ancak karısının o yaşlar için başka planları vardır. Çocukları da karavan işine sıcak bakmaz. Duyduklarına inanamayan Taro, yeni yaşamı için karısını, çocuklarını ve eski iş arkadaşlarını yeniden tanımaya çalışarak kendisine farklı bir yol çizmek zorundadır.
4.Pet-loss
Takamaki Yoşiko kocası ve oğluyla birlikte Kawasaki’de bir apartmanda oturmaktadır. Makine üreticisi bir şirkette çalışan oğlu Vietnem’a tayin olunca, zāten evde fazla konuşmayan kocasıyla yalnız bir yaşama başlar. Bu yalnızlığı biraz olsun azaltmak için köpek beslemeyi düşünür ve Shiba cinsi Bobi ile karşılaşır. Artık her gün termosuna çok sevdiği Puer çayı doldurup Bobi’yle birlikte yakındaki parka yürüyüşe gitmektedir. Parkta kendisi gibi köpek gezdiren bir grup mahalleliyle tanışır. Bu grupta kendi yaşlarında Yoşida adlı bir adamla tanışır ve ilgi duyar. Artık termosa iki kişilik çay koymaktadır:) Öykünün başlığı Pet Loss sendromu denen, beslediği ev hayvanını kaybedince duyulan üzüntüyü anlatan kavramın kısaltılmış şekli.
5.Travel Helper Seyahat Yardımcısı
Şimofusa Geniçi eski kamyon şoförüdür. Çok küçükken, memleketi olan balıkçı köyünde kendi ninesi ve diğer köylü kadınlar denize dalıp yenebilir midye avına çıktıklarında, onu da yanlarında getirirlerdi. Kıyıdaki balıkçı kulübesinde bütün gününü onlarca kadınla birlikte geçiren Geniçi bu yüzden iki özelliği yaşamı boyunca üstünde taşıdı. Yeşil çay içmeyi ve saatlerce de olsa neşeli konuşmayı seviyordu. Ancak şimdi yalnızdı ve günübirlik işlerle geçinmeye çalışıyordu. En ucuz vakit geçirme aracı ikinci el kitap okuma hobisiydi. Kitap aramak için yakındaki bir kitapçıya gidip gelmeye başlayan Geniçi kendinden biraz genççe çok güzel bir kadınla karşılaşır. Artık onu görmek için de kitapçıya gitmeye başlar ve bir müddet sonra tanışırlar. Dışarıda berāber kahve de içerler. Geniçi hayaller kurmaya başlamışken kadın bir gün artık onunla görüşmek istemediğini söyler. Ne olduğunu anlayamayan Geniçi hayātının fırsatını kaçırmak istemez. Büyük bir buket çiçek hazırlayıp, şehrin en büyük kamyonuyla kadının evine gider. Ancak onu bekleyen hiç ummadığı bir sahne olur.
Aşağıdaki fragmanda üçüncü öykü kahramanı Tomihiro Taro eski iş arkadaşıyla konuşmakta.
Her yıl büyük tantanalarla îlân edilen Kitabevleri Ödülü bu yıl korona salgını nedeniyle etkinlik düzenlenmedi ve sonuçlar video ile açıklandı. Açıklamaya göre, bu yıl birinci elemede 477 kitabevinden 586 kişi, ikinci elemede 300 kitabevinden 358 kişi oy kullandı. İkinci elemeye katılanlar aday eserler içinden en çok beğendikleri 3 kitabı seçip, her biri için neden bu…
Bu kitap (özgün adı Otoko no Sahō), ünlü Japon yazarı İkenami Shōtarō’yla (Şoğtaroğ) yapılan sohbetlerin yazıya geçirilip düzenlenmesiyle oluşmuş. Adam gibi adam ne demektir, erkek adam dediğin nasıl oturur nasıl konuşur, ne yer ne içer ve daha da ilginci nasıl yer nasıl içer gibi sorulara kişisel deneyimlerine dayanarak cevaplar vermiş. Tokyo’da yaşadığım mahallede istasyon yakınında…
Yukio Mişima’nın 1961’de yayımlanan “Yıldız” adlı kısa romanını Japonca aslından Türkçeye çevirdim. 2020 yılında Can Yayınları’ndan çıktı. Kitabın Can Yayınlarındaki tanıtımı burada: Yukio Mişima – Yıldız | kisa-modernler | uzun-oyku | yukio-misima – Can Yayınları (canyayinlari.com) Bu da arka kapaktaki sunum yazısından bir alıntı: “Rikio gençliğinin baharında bir oyuncu. Ünlü olmaktan ve ona mektuplar gönderen,…
1977 Tahran doğumlu Nişi Kanako, ilkokul yıllarında Kahire şehrinde de yaşamış. Yılda iki üç roman yazacak kadar çılgın bir hızla yazıyor. İlk yazdıklarını bir tanıdığına gösterdiğinde “teknik var ama duygu yok” diye eleştiri almış. O da “Yazma isteğim gelene kadar duygularımı biriktireceğim” diye altı ay yazmayı tümüyle bırakmış. Sonra yazdığı ilk eseriyle hemen ismi bilinir…
Watarium Güzel Sanatlar Müzesi müdiresi Watari Tsukiko’nun yazdığı ve Türkiye’de yaşayan ilk Japon olan kendi dedesi Yamada Torajiro’nun yaşamını anlattığı “Meiji Dönemi Erkeklerinin Hayalleri Yıldızlar Kadar Çoktu – Osmanlı İmparatorluğu Sanat Yönetmeni Torajiro Yamada” adlı kitabı okudum. Türk tarihinin çok zor bir dönemine farklı bir açıdan ışık tutan bu kitabın Türkçeye çevrilmesi gerektiğini düşündüğüm için…
2007 yılında “Gelinin Evlenme Endişesi ” (花嫁はマリッジブルー)[1] adlı romanıyla adından söz ettirmeye başladı. Bunun ardından BL (boys love – genç erkekler arası gönül ilişkileri) temalı eserlerini birçok yayınevinden bol sayıda çıkarttı. 2017 Yılında yayımlanan ve BL olmayan ilk eseri “Tanrının Biyotopu” (神さまのビオトープ) ile yazı stilini genişletti. Eserlerinde güçlü insan betimlemeleri, hikâyelerin ilginç açılımı ve insan…