Devletin Haysiyeti

Matematik profesörü Fujiwara (fucivara) Masahiko’nun yazdığı “Devletin Haysiyeti” kitabını Japoncadan Türkçeye çevirdim.

Aralık 2020’de Vaner Alper Seçkisi’nin ilk kitabı olarak Denizler Kitabevi’nde yayımlandı. Bu kitap 2005 yılında çıktığında Japonya’da en çok satan kitap olmuş, birçok tartışma doğurmuştu. Üç milyona yakın baskıya ulaştığına bakarak genelde beğenildiğini söyleyebiliriz tabii ki.

Japonya’ya gelen herkes bu ülkenin ve Japon halkının çok farklı olduğunu gözlemleyecektir ama bunun neden böyle olduğunu kolay bir dille açıklayabilen pek yoktur.

Örneğin, Türkiye’de Japon toplumunun çok eğitimli olmasından övgülerle bahsedilir ve Japon halkının olumlu davranışlarının bu eğitim sāyesinde geliştiği kanaati vardır. Ancak düşünecek olursak, bu eğitim düzenini kuran da Japonların kendisidir. Burada neden sonuç ilişkisinin doğrultusunu görmek sanıldığı kadar kolay değildir. Japonlar öyle olduğu için eğitim o şekli almış da denebilir.

Japon kültürünü anlamayı zorlaştıran birçok nedenden birisi de uzaklık olsa gerek. Doğrudan ve kuvvetli kültür ilişkileri olmayınca, çoğu bilgiler dolaylı yollardan geliyor. Medya ilgi çekmek için özellikle uç noktalardaki örnekleri seçiyor. Böylece aşırı iyi ya da aşırı kötü bir toplum görüyoruz. Bir tarafta kalabalık trenlerde ezilen insanlar, ölümcül fazla mesāsiler,  ataerkil toplumda ezilen kadınlar gibi kötü özellikler, bir tarafta da en büyük doğal āfette bile dükkanları yağmalamayan, yardımlaşarak zorluğun üstesinden gelmeye çalışan insanlar, onuru için intihardan bile çekinmeyen politikacılar, mühendisler gibi saygı gören meziyetler var bu toplumda. Her türlü aşırılığın olduğu bu tanıtımlarda olmayan tek şey ise sıradan insan ve onun sıradan yaşamı.

Aslında Japonlar kendileri de biz kimiz, niye farklıyız diye düşünüyor, hem de yüzyıllardır var bu tartışmalar. Japoncada bunun için özel isimler de bulmuşlar, Japonya ya da Japonluk kuramları diyorlar (日本論、日本人論). Japon kimliği araştırmaları da denebilir Türkçe.

Fujiwara Masahiko hocanın kitabı da yepyeni bir Japonluk kuramı olarak tanıtılmıştı. Resimde gördüğünüz kitap üstündeki kağıt kuşakta “çığır açan Japonluk kuramı” demişler meselâ. Hāliyle bu kitabı tanımlarken, bir Japon hocanın yine Japonlar için yazdığı Japonluk nedir konulu bir kitap diyebiliriz. Buna rağmen birçok dile çevrildi ve Japonya dışında da geniş bir okur kitlesine ulaştı. Türkiye’de ise Japonya ile ilgilenen arkadaşlarım da dāhil, kimsenin bu kitap hakkında birşey duymamış olmasına hep şaşırmışımdır. Emin değilim ama büyük olasılıkla, Batı kültürüne eleştirel bir gözle bakan bu kitap, Amerika ve Avrupa yayınevlerince pek hoş karşılanmadığı için Türk yayınevlerinin de radarına takılmamış olmalı.

Profesör Fujiwara Masahiko ©Shinchosha Publishing Co.Ltd.

Bu kitabında Fujiwara hoca, Batı kaynaklı rasyonalizmi, her sorunun mantıkla çözülebileceği inancını eleştiriyor; bunun tek başına yeterli olmadığını örneklerle açıklıyor. Ayrıca globalizmin dünya kültürlerini felâkete sürüklediğini anlatıyor ve alternatif bir çözüm olarak Japonya’nın geleneksel değerlerinden olan doğaya karşı duyarlılığın ve samuray ahlâkının yeniden canlandırılması gerektiğini savunuyor. Dünyāda “Duyumsama ve Ölçülülük” kültürüne sāhip tek ülke olan Japonya’nın, bu geleneksel değerleri canlandırarak “Devletin Haysiyeti”ni geri getirmesi gereklidir diyor.

Kitabın orijinal adında geçen “hinkaku 品格” sözünü haysiyet diye çevirdim ama tam uymadığının farkındayım. Japoncada soylu āilelerden gelmese de asil davranışlı, vakur, düzgün kişiler için hinkaku sāhibi deniyor. İnsanlar için kullanılan bu sözcüğün devlet için kullanılması garip karşılanmıştı. Türkçede devlet ana, devlet baba gibi deyişlerde de görüldüğü gibi, devleti kişi gibi görmek yadırganmıyor. Sonuçta “devletin haysiyeti” isminde karar kıldım.

İlginçtir ki kitabın dili o kadar ağırbaşlı değil aslında. Kitabın giriş yazısında Fujiwara hoca da zāten “hinkaku sāhibi olmayan bir yazardan hinkaku hakkında bir kitap” diyerek kendisini biraz alaya almış. Konferanslardaki konuşmaları esas alındığı için ironik birçok bölüm var kitapta. “Gerçekte elimi kaldırmak istediğim bir sürü kadın var dünyāda, başta bizim hanım olmak üzere.” ya da “Savaşçı ahlâkı buşidōya sığınan benim gibi birisinin fazlasıyla onaylayacağı düşünceler bunlar. Yedincisi hāriç!” bölümleri gibi.

Kitabı en alaycı şekilde eleştiren Amerikalı Japonolog akademisyen Andrew Rankin “Bu kitapta söylenenleri herhangi bir ramenya’da (noodle yenen ucuz halk lokantasında) duymanın mümkün olduğunu” söylemiş, “kılıçtan ve imparatordan söz etmeden samuray ahlâkını anlatmayı gülünç (ridiculus) bulduğunu” belirtmiş. Aynı kişinin kariyerini inceleyince “Harakiri, Samuray intiharlarının tārihi (Seppuku: A History of Samurai Suicide)” diye Japon kültürünü tanıtan kitap da çıkardığını gördüm. Bence bu tutarlı bir yorum olmamış. Çağdaşımız Japon toplumunda sıradan vatandaş için samuray kılıcı ve imparator, günlük hayāta yön veren şeyler değil, ādetā turistik kültür öğeleridir. Oysa Fujiwara hocanın anlattığı kiraz çiçeklerini sevdiren düşünme tarzı ve genel olarak doğaya karşı duyarlılık herkesçe paylaşılan ve doğal olarak benimsenmiş şeylerdir. Japonya’ya gezmeye gelen ve mevsime göre kiraz çiçeklerini, havāi fişekleri, Eylül dolunayını ya da sonbaharda kızaran yaprakları Japonlarla birlikte seyretmiş olanlar bunları ānında hissedeceklerdir.  

Bu kitaba gelen bir başka eleştiri de, Batı insanını klişelerle tanımlıyor olması. Başka deyişle Japon oksidentalizmine örnek olarak da değerlendirilebilir. Bunun daha tutarlı bir eleştiri olduğunu kabul ediyorum. Oryentalizmin Doğu insanını klişelerle tanımlayıp kendi kültürünü üstün gören yaklaşımının tam karşıtı olarak oksidentalizm de Batı insanını klişelerle tanımlayıp küçük görmek eğilimindeydi. Kitabı bu bağlamda okursak Türk milliyetçilerinin ve genelde muhafazakar kesimin Batıya yönelttiği eleştirilerle birçok paralellikler görmemiz mümkündür. Başka deyişle Türkiye’deki bu tür eleştirilerin aslında hiç de orijinal fikirler olmadığını görebiliriz. Kitap hakkında Japon okurların değerlendermelerine bakınca bu yöndeki eleştirilerin en fazla olduğunu gördüm. Dış dünya eleştirilerinin aksine Japon duyarlılığı konusundaki fikirlerin ise güzel toparlandığını söylüyorlar. Bu kitap Japonlar için ve Japonlara kaybettikleri özgüveni tekrar kazandırmak için konferanslar veren Fujiwara hocanın konuşmalarının bir derlemesi. Başarılı olmuş herhalde ki kitabı milyonlara ulaştı. Ancak buradaki özellikle Amerika eleştirileri yüzünden Amerika’dan soğuyan Japon olduğunu da sanmıyorum. Profesör Fujiwara kendisi zaten yıllarca Amerikan üniversitelerinde hocalık yapmış bir kişi ve kendisi de eleştirdiği bu düzenin bir parçası. Eksik gördüğü kısımları anlattığını söylüyor.

Profesör Fujiwara Masahiko ©Shinchosha Publishing Co.Ltd.

Tabii ki Fujiwara hocanın görüşleri genel olarak Japonların görüşlerini temsil etmiyor. Ancak böyle bir görüş de olduğunu Türk okuruyla paylaşmak istedim. Özellikle eğitimin içeriği, toplumsal yozlaşmaya karşı yapılacaklar, çevre duyarlılığının artırılması gibi son yıllarda Türkiye’de de derin tartışmalara sahne olan konularda Türk aydınlarına uzaklardan bu çevirimle ufak bir katkı sağlayabilirsem dileğim yerine gelmiş olacak.

Kitapta ne çok arkadaşımın yardımı oldu. Hepsine buradan tekrar teşekkür ediyorum.

Kitapta ve burada kullandığım resimleri Shinchosha yayınevi izniyle kullandım.

İlgilenenler için satış sayfası burada. Yurt içi kargo dāhil 35 lira. Şimdiden teşekkürler.

Similar Posts

22 Comments

  1. sayın alper,
    öncelikle elinize , emeğinize sağlık. Son derece akıcı bir biçimde okunan bir çeviri olmuş. 2021 yılında ilk bitirdiğim kitap oldu. özellikle kitapta dile getirilen konular dünyaya tek bir gözlükten bakmaya ALIŞTIRILMIIŞ İnsanıMIZA FARKLI BİR PENCEREDEN BAKMA FIRSATI VERİYOR. SAYIN MASAHIKO’NUN KENDİ ÜLKESİNİN GELECEĞİ İÇİN İFADE ETTİĞİ DÜŞÜNCELERİN BİZ TÜRKİYE TÜRKLERİ İÇİNDE GEÇERLİ OLDUĞUNU SÖYLEMEK ABARTI OLMAYACAKTIR.. HER TOPLUMUN DİĞER TOPLMLARA KARŞI HATALARI OLDUĞU GİBİ JAPONLARINDA ÇOĞRAFYALARINDAKİ TOPLUMLARCA KABUL EDİLMEYEN DAVRANIŞLARI OLMUŞ OLSA DA ÇEVİRİNİZ BİR TOPLUMU VE KÜLTÜRÜ TANIMAK İÇİN DE ÖNEMLİ BİR KAYNAK NİTELİĞİNDE.. tEŞEKKÜRLER.

    1. Hem kitabı okuduğunuz için hem de yorum yazdığınız için teşekkür ederim.
      Mümkün olduğunca başka düşünürlerin ve yazarların kitaplarıyla bu seçkiyi sürdürme niyetindeyim. İlginizi çekerse onları da okumanızı şimdiden rica edeceğim. Tekrar teşekkürler.

  2. forbidden colors/ benim önerim ‘yasaklanan renkler’
    (kendime yaratıcılıkta sıfır puan verİyorum)

    1. Katıldığınız için teşekkkürler. Doğru cevap Frobidden Colours (Yasak Zevkler) olacaktı. Sık sık böyle quiz yapacağım. Tekrar katılımınızı bekliyorum.

    1. Katıldığınız için teşekkkürler. Doğru cevap Frobidden Colours (Yasak Zevkler) olacaktı. Sık sık böyle quiz yapacağım. Tekrar katılımınızı bekliyorum.

  3. ben en çok forbıdden colors’ın çevrilmesini beklediğim için o olmasını diliyorum :d sıfır yaratıcılıkla da yasak renkler ismini öneriyorum

  4. İlk gruptaki emojiler bence kıza kur yapmak amaçlı yani samimi olmayan daha çok kızla flört amaçlı konuşan erkeklerin Emojileri ikinci geuptakiler de hislerimde ya da arkadaşlıklarında samimi olanların kullandığı emojiler. Tahminim bu şekilde 🙂

  5. Joshikousei olarak birçok olayda nefretimizin hedefi olan OJİSANLAR‼️
    1. Grup Ojisan emojileri 2. Grup ise GENÇLER

  6. 1. Grup emojiler gençler kullanıyor gibi geliyor.
    2. Grup emojileri ben çok kullanıyorum. Benim gibi orta yaşlılar olabilir. 🥰😁

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir